28 Şubat 2011

öyle mi? böyle mi?


Hepimizin annesi gitti ve bunun altından kalkabilmiş değilim. Yine de keyfim yerinde gibi. Bir süredir bünyeden sağılan kan, pıhtı, ilik olayı nihai bir MR hamlesiyle bitti sanıyorum, şimdi önümüzdeki maçlara bakacağız. Sona kalan sonuçlar elbet önemli olsa da iyimser haldeyim. Kötümser olsam ne olacak? En fazla kalan yaşamımı renklendirmek üzere işi gücü bırakıp kesintisiz dolanmaya başlarım, fena da olmaz. 


Haftasonu Kadıköy-Pendik yaparken E5 üzerinde oluşan nefis sabun zeminde Çaylak'ın kıçını başını savurmayı ve kaza yapmamayı becerebildim. Soğuktu. Egemen'nin yeni ofisine uğradık. Biraz lakırdı, projeler, çay. Tersane bölgesi enteresanmış, daha önce görmemiştim.


Bünyeyi sürekli ihmal ettiğim sunucu değişimi, yeni sunucu üzerinde yeni tasarıma, bilimum eklentiye yoğunlaştırdım diyecem ama pek değil. Daha çok film izledim. Oscar adayı (ki artık an itibariyle ödüller belli oldu) filmleri hala izleyemiyorum, kuzu kuzu bakıyorlar yattıkları yerden. Bu da böyle bir takıntı, adaylıkları belli olduğundan beri niyeyse uyandırdıkları merak kayboldu.


Soğuk devam ederse Cuma akşamı Çilingoz kampı, devamında İğneada parkuru yıpratıcı olacak. Pazar günü mümkün mertebe erken dönüş yolunda olmak gerekli ama bizi geri getirecek sağlam araç kalır mı emin değilim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder